Bu çalışmada, Necâtî, Ahmet Paşa, Muhibbî, Fuzûlî, Bâkî, Zâtî, Taşlıcalı Yahyâ, Nâbî, Şeyh Gâlib, Koca Râgıb Paşa, Şemseddin Sivâsî, Necip Fâzıl, Mehmet Âkif, Ziya Paşa, Yahya Kemal, Faruk Nafiz gibi birçok şairin beytine yer veriliyor.
Yazar, aşk ile başlıyor söze ve aşkla, şevkle anlatıyor bize kâinatın mayası olan sevgiyi ve muhabbeti. Önce Fuzûlî'nin meşhur mısralarından damıtıyor sevgiyi, aşkı:
Aşk imiş her ne var âlemde
İlim bir kîl ü kâl imiş ancak
Fuzûlî'nin aşk ateşi bu beyitle bitmiyor elbet, daha pek çok şiire konu oluyor. Kerbelâ'nın yakıcı güneşi, sıcak çölü ile kavrulan ve kanlı gözyaşları ile kâğıtlara dökülen mısralar, önce Fuzûlî'yi, sonra bu mısraları okuyanların yüreğini yakıyor. Daha sonra şairin yanan yüreği, gam meclisinde bir neye dönüşüyor ve bu ney, ilâhî sırları açıklıyor.
Yazar, kitabın pek çok yerinde aşka değiniyor, ama bir yer var ki sanki her şeyi özetliyor: " '...ve aşk…' diyebileceğimiz bir cümle kurmak hadsizliktir. Çünkü aşkı tarifte sınır yoktur."
Beyitlerin izahını yaparken, merhamete, insafa, doğruya, iyiye ve bunun gibi daha pek çok güzel haslete yönlendiriyor. Kitap, ne kadar tecrübeli olursa olsun, tüm edebiyat öğretmenlerine, öğrencileri ile paylaşabilecekleri güzel anekdotlar içeriyor. Okuyanların kendilerine düstur edinebilecekleri birçok hakikat ve nasihat de satırlar arasında yerini almakta…
Yazar, her bir berceste beyti açıklarken, beyitlerin sahibi olan şairler hakkında kısa ve öz bilgiler veriyor. Ayrıca, tarihimize ait kesitlerden de bahsederek okuyucunun ufkunu açıyor…