İnsanlar koklaşa koklaşa,kediler konuşa konuşa anlaşır.
Behiç Ak, çocukların zengin içdünyalarını, yaşam sınırlarını genişletme isteklerini ve meraklı hallerini yansıttığı çocuk romanlarına bir yenisini ekledi. Yazıp resimlediği kitaplarında, İstanbul'un kedilerini, insanlarını ve mekânlarını eşsiz bir kurguyla bir araya getiren sanatçı, bu kez okurlarını Anadolu'da nostaljik bir çevreye, eski bir eve davet ediyor. Bir ev kedisinin hınzır zihninden, insanların ve hayvanların paylaştığı yaşam alanlarını ironik tasvirlerle ustaca donatıyor. Canlılararası iletişimin mutlaklığına ve "bir arada yaşayabiliriz" duygusuna göz kırpan bir roman.
Nazlı adındaki kedi öyle kendinden emindi ki, rüzgârın bile kendisi için estiğini sanıyordu. Tüm aile, onun kölesiydi sanki. Mimar babanın yeni projesi nedeniyle taşınacak olmalarını da üstüne alınmıştı. Oktay önce okulundan ayrılacak olmasını dert etmiş ama düşündükçe küçük bir kente taşınmak cazip gelmeye başlamıştı. Farklı bir ev, geniş oyun alanları, ilginç komşular ve yeni kurulacak hayvanat bahçesi hepsinin alışkanlıklarını değiştirecekti. Ya Nazlı Kedi'ninkileri?..