İlk sayfayı açar açmaz"Ben onu bir yerlerden tanıyorum" diyeceksiniz. Yok, yok,adını bile duymadınız. Belki de hiç görmediniz ve bundan sonrasındada belki hiç görmeyeceksiniz. Haklısınız, aslında o sizden biri, o sıradan biri. Zaman zaman aranızda dolaşan, bir yerlere yetişmek istiyormuş gibi bir telaş içinde, zaman zaman bir köşeye çekilmiş, kendi halinde... Bazen coşkulu, kavganın ortasında, bazen durgun, hüzün içinde...
Onun aklına uyarsanız birlikte bir mitolojik yolculukta bulursunuz kendinizi, binyıllar öncesinde Phaethon ile birlikte Helios tanrının yıldırımlarla yarışan altın yeleli atlarını kamçılarsınız. Bir akarsınız denizin ortasında kısmetinizi arar, bir bakarsınız gecenin zifiri karanlığında körkütük şarkılar söylersiniz. Hayallerle gerçekler arasında dolanır durursunuz. Biraz acı, tatlı, biraz tuzlu, çokça mayhoş,şiir tadında... Ancak hep içinde yaşadığı toplum içinde, sözcükleri hiç eğip bükmeden...
İşiniz zor mu kolay mı bilmem. Okumaya karar verdiyseniz size kolay gelsin.
Kitap ekinde bir de CD var. Ali Can Polat, şiirlerini okurken sesine sizi de ortak etmek istiyor.