Hezarfen Hüseyin Efendi 17. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin yetiştirmiş olduğu en önemli alimlerden birisidir. Lakabından da anlaşılacağı üzere birçok konuda eser vermiş olan müellifin en önemli eseri, muhtasar bir tarih kitabı olan Tenkîh-i Tevârîh-i Mülük'tür. Ayrıca Hezârfen Hüseyin Efendi mezkûr eserden başka, içerisinde bizim bu kitaptaki çalışma konumuz olan Telhîsü'l-Beyân fî Tahlîsü'l-Büldân isimli eserin de bulunduğu tarih, tıp ve ahlak gibi alanlarda kaleme alınmış 15 eserin de müellifidir.
Hezarfen Hüseyin Efendi, Tenkîhü't-Tevârîh-i Mülük isimli eserinin İslam Tarihi'ne ait olan kısmından seçmiş olduğu 32 bölümü bir araya getirmek suretiyle Telhîsü'l-Beyân fî Tahlîsü'l-Büldân'ı vucüda getirmiştir. Müellif bu eseri hazırlarken Tenkîhi-i Tevârîh-i Mülük'den almış olduğu bilgilere eklemeler ve çıkarmalar yapmış, ancak bu durum Telhîsü'l-Beyân'ı öncekinin tekrarı olmaktan kurtaramamıştır.
Bu çalışmamız Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi, Konya İl Halk Kütüphanesi koleksiyonunda bulunan 42 Kon 622/2 arşiv numarasıyla kayıtlı bulunan 1123 (1711-1712) tarihli el yazma nüshası esas alınmak suretiyle hazırlanmıştır. Üç kısımdan oluşan bu çalışmada önce müellifin hayatı, kişiliği, eserin tahlil ve tenkîdi, muhtevası ele alınmış ve sonrasında eserin metni verilmeye çalışılmıştır. Eserin üçüncü kısmında ise çalışmada kullandığımız 42 Kon 622/2 arşiv numaralı nüshanın tıpkıbasımına yer verilmiştir.
İslam Tarihi'ndeki belli başlı devletlerin tarihlerinin özet olarak bulunduğu Telhîsü'l-Beyân fî Tahlîsü'l-Büldân İslam toplumunun yüz yıllardır aynı sıkıntılarla uğraştığını ve yöneticilerin hep aynı hataları tekrar etmeleri sebebiyle devletlerin çöktüğünü göstermesi açısından büyük bir öneme sahiptir. Eser incelendiğinde günümüz İslam toplumunun en büyük sorunu olan liyakatsiz kimselerin devlet kademelerinde önemli görevlere getirilmesinin sadece günümüze has olmadığı ve daha önceki İslam Devletleri'nde de bu yüzden türlü sıkıntılar yaşandığı görülmektedir. Bu eserde devletlerin bekası için liyakatin önemi, halka zulmetmenin, istihbarat sağlamada ihmal göstermenin, devlet hazinesinin kişisel menfaatler uğruna kullanılmasının, devlet yöneticilerinin alanında uzman kimselerin görüşlerine müracaat etmemelerinin ne kadar büyük sorunlara sebep olduğu vurgulanmıştır.