Sağduyunun egemenlik kurduğu kritik zaman gelip çattığında, teori yalnızca ev işlerine bakarmış ya da kapıda erketeye yatarmış. Daha da kötüsü, istisna kaideyi bozmazmış.
20. yüzyılın fizik biliminde, haber vermeden gelen ve Newton mekaniğinin bilincine, buradan kaynağını alan sağduyuya başkaldıran bir durum ortaya çıkınca, işler tersine döndü.
Bilim dünyası, uzay ve zaman, akıl ve madde konularında tuhaf ve dudak uçuklatan düşüncelerin saldırısına uğradı. Saldırıyla birlikte, teori işe koyuldu, sağduyu temizlik işlerinde görevlendirildi; istisna da kaideyi param parça etti.
Suçlu kuantum idi; çünkü kuantum dünyasının sınırına geldiğimizde, duyu organlarımızın işlevleri silinir; nöbet değişimi vardır, duyu organlarının duyu algıları yerini soyut matematiğin simgelerine bırakır. Bize de bu simgeleri kullanarak sonsuz küçükler dünyasının aklıyla buluşup sonsuz büyükler dünyasının aklını tedavi etmek kalır.