Fikrim telaşe düştü zihnim yine firarda
Kendimle karar aldım kendim yoktu kararda
Dünüm eşken dününe, bugün yine zararda
Bir Hicranın gözyaşı aşkın nârına düştü
Aşkın nârı denilen gerçek değil bir düştü...
Cahit Günay
Biliyordum gönül tezgahında ilmek ilmek dokuyordu her heceyi ve gönül imbilkerinden damla damla süzülüp gelen duygular ile bir nakkaş edasında kanaviçe işler gibi nakşediyordu her bir dizeyi.
İnsanı dizeleri arasına çeken bir efsun vardı şiirlerinde kah, Kaf dağına , kah sahada kızgın kumların üzerine sürüyordu insanı. Bu dizeler bu şiirler yastık altında kalmamalı, gün yüzüne çıkarılmalı ve bu efsun dan her okuyucu bahsini almalıydı.
Hiç kimse fani dünyada baki değildir, sarı mermerler üzerine yazılmadan adımız ardımızda bir eser bırakmalıydı.
Safiye Samyeli
Taşınmıyor gövdemle gayri belalı başım
Ne çabuk büyüdün sen, ne çabuk söyle yaşım
Tasalanma ey ömrüm hazır kabirlik taşım
Gideriken gözlerim nurunu gökte bekler
Kalan günün Hicranı gönlüme matem ekler.
Cahit Günay
Onun şeirlərini oxuyandan sonra adama elə gəlir bütün quşlar sevgi ugruna uçur: "Ötən hər quş sevdiyimə ötüyor" deyir bu şair.
O, sevgiyə alışıq şairidir "Vedalara alışıq deyiləm" deyən...
Amma bir şeirində "İstifa ediyorum" deyir, mətləblərini rəssamı oldugum bu kitabdan biləcəksiniz, oxuyaq Cahit Günay'ı.
Sayqılarımla: Sehran Allahverdi