Tanpınarsız, Dostoyevskisiz, Orhan Velisiz, Nazım Hikmetsiz, Tolstoysuz, Balzacsız nasıl insan olurduk? Bunları okumamış olanlar bile bugün, bu kitapları okuyanlarla birlikte olmanın ayrıcalıklarından yararlanıyorlar. Hiç fark etmeseler de, insanlığı kitap okuyanlar ayakta tutuyor. Okumayanlar, kitap okuyanlar aracılığıyla dalga dalga yayılan insanlık birikiminden paylarını alıyorlar.
Teknoloji, düşlerimizi de kontrol eder hale gelmeden, gerçekten özgür insanlar olarak yaşayabilmek için bize oynanan oyunları bozmamız ve her an uyanık olmamız gerekiyor. Karşımızda, bizi istedikleri gibi şekillendireceklerini düşünen 'efendiler' var. Zor bir mücadele olacak ama insan olarak kalmak için bu mücadeleyi vermekten başka çaremiz yok.
"Büyük umutlarla toplantıya başlasalar da, bunun aslında edebiyatı yok etmeye çalışanlara bir fırsat vereceğinden habersizlerdi. Yazar ve kahramanlara düşmanlığın bu ölçüde olduğunu düşünmeleri neredeyse imkânsızdı. Onlar, insanlık tarihinin de kişisel tarihlerinin bir parçasıydı ve onlara zarar vermeyi hiç düşünmemişlerdi. Ama kendileri gibi düşünmeyenler olduğunu öngörmeleri gerekiyordu. Sabır'ın endişeli olmasının nedeni ortaya çıkıyordu, bu kadar tedbirsiz oldukları için büyük bir tehlikeye yol açmışlardı."