Sakin olmaya çalışıyordu, lâkin yoğun duyguların coşturduğu yüreği sanki ağzından çıkacakmış gibi hissediyordu. Bunca yıl sonra karşılaştığı çocuklarına ne diyecekti? Hiçbir açıklama yapamadığı evlâtlarının karşısında ezilip, utanacak ve hatta kahrolup, un ufak olacaktı. Yine de vazgeçmedi, gitmekte kararlıydı. Aktarmalı geldiği Etrim Köyü'nün içine otobüs girmediği için iki kilometre kadar yol yürümesi gerekiyordu. Yıllar önce; belki yirmi yıl kadar önce karısından aldığı mektupta burada motel işlettikleri yazıyordu. Oğlunun ise Fransa'da yaşadığını duymuştu. En azından kızlarını görebilmeyi umuyordu, eğer cesaret edebilirse belki onlarla konuşabilecekti. Ana caddeden köye doğru açılan yolda yürümeye başladı. Elli metre kadar yürümüştü, kulağına çalınan korno sesleri ile duraladı ve asfalt yolun kenarına çekildi.