Bir gün o çıkageldi ve hayatımda yalnızca doğruların olduğu dünyamı yalanlarıyla alt üst etti. Kendiliğinden yok oldu masumiyetin aşkı, dışarı bir adım attığımda pervasızca tökezledim. Düştüğüm yerde paramparça etmeye yetti beni. Kördüğümle birleşen acı bir hikâyenin içindeydim. O yalancı ruhtan biri benim. "Gideceğini bilse dahi korkusuzluğun kanatlarına sığınamaz. Zira ben korkunun ta kendisiydim." "Haklıymışsın," dedi yüzünde nefretle beliren intikam hırsı ile, "bu hikâyenin esas kahramanı ben değilmişim..." Gözlerimin derinliklerinde bir ateş, ateşin ortasında iki yaralı ruh... En büyük günahını kapkaranlık bir geceye hapsedeceğini sandı. Yanıldı... Dışarı çıkan medcezir ile savrulan bitkin bedenimi az önce yüzüne kapattığım kapıya yasladım. Bundan böyle etraf karanlık ve pusluydu bizim için. O güneş bir daha hiç doğmayacaktı...