Kaya duvarları üzerine ya da büyük taş bloklara kabartma ya da kimi zaman kazıma tekniği ile işlenmiş betimlemeler ve hiyeroglif yazıtlar, bize çoğunlukla Hitit dini inancı kapsamındaki tanrısal olguları, bunlarla ilgili uygulamaları gösterir. Siyasal anlamda bir takım mesajlar taşıma kaygısı olanlar da hiç az değildir. Bunlar büyük kralın ya da bir yerel beyin, kaya anıtının olduğu yerde kendi varlığına ait işaretler olarak algılanabilirler. Hititçe çivi yazılı belgelerde anlatılan kimi olay ve olgularla kaya anıtları üzerindeki tasvirlerin ve hiyeroglif yazıtların örtüştüğü ya da bu iki farklı kaynaktan gelen bilgilerimizin birbirini tamamladığı, yeni açılımlar sağladığı görülmektedir. Kaya anıtlarının araştırılmasının, günümüzdeki durumlarının tespitinin, onların bulundukları yerin tarihsel bakış açısıyla değerlendirilmesinin yanı sıra bu uyuşma ve paralelliklerin saptanabildiği hususların ortaya konulması da önemlidir.
Hitit İmparatorluk Dönemi kaya anıtlarının çoğunun M.Ö. 13. yüzyıla tarihlendiği görülmektedir. Bu yüzyıl, uzun süren zorlu mücadelelerden sonra Hitit Krallığı'nm hem siyasal anlamda gücünün zirvesine ulaştığı hem de peşinden hızlı bir gerileme ile yıkıldığı dönemdir. Gücünün zirvesinde olan krallığın egemen olduğu yerlerle ilişkisinin sürdürülmesinde kullanılan doğal geçitlerde ya da egemen krallığın gücünü vurgulamak ihtiyacını duyduğu yerlerde yapılan gösterişli kaya anıtlarının sadece bir kısmı günümüze ulaşmış olmalıdır.