Homeopatinin Temel İlkeleri kitabının ana teması; kişinin kendine dönük, çıkarlarını ön planda tutan bir yaşantı sürmesi yerine, çevresindekilerin varlığının farkında olarak, yaşamında onlara da yer vererek, hayatın gerçek anlamını kavraması, sosyal dünyayla yakın ilişki içinde bulunması esasına dayalıdır. Homeopati ile tedavi olan ve sağılığına kavuşan birey hastalığın sebep olduğu kendi derdine düşme ve içine kapanma dönemini aşmış mutlu bir ruh hali ile çevresindekilerle uyum içinde yaşayacaktır.
Sağlığa değer veren herkesin göreceli olarak yeni olan homeopati tedavi sisteminden haberdar olup öğrenmesinin gerekli olduğuna inanıyorum. Yaygın olarak kabul gören çağdaş tıp, hastalıkları bilinen yan etkilerine ve/veya uzun vadede ortaya çıkan olumsuz etkilerine rağmen kuvvetli kimyasallardan üretilmiş ilaçlarla tedavi eder. Homeopatinin felsefesi ise çağdaş tıptan tamamen farklıdır. Homeopati bağışıklık sistemini kuvvetlendirip yeniden eski güçlü haline geri döndürerek organizmanın davetsiz misafirlerden veya akut veya kronik hastalıklardan kendi kendine kurtulmasını hedefler, bunu yaparken de kimyasal madde kullanmaz.
Gelecekte bu iki tedavi yaklaşımından hangisinin daha yaygın ve etkili olacağı sorusuna cevap vermek zordur. İkisinin de farklı üstünlükleri vardır. Çağdaş tıp kitlesel, homeopati ise kişiye özel tedavi uygular. Çağdaş tıp semptomları gideren, homeopati ise hastalığın dejeneratif yani bozucu ve yıkıcı etkilerini ters yöne çevirebilen yani ilerlemesini durdurarak gerileten bireysel bir tedavi şeklidir.