Oğuz Ünal çarpıcı bir üslûpla, ilk olarak İslam Devleti hizmetinde ve Hilafet sancağı altında "Biladü'r-Rum"a (Roma ülkesine yani Anadolu'ya) cihada gelen Türklerin, ardından 11. yüzyıldan itibaren, coşkun bir fetih ruhu ve gaza ideolojisiyle, bu topraklarda yurt tutma, yeni bir vatan ve devlet kurma heyecanı taşıyan, "ya devlet başa ya kuzgun leşe" diyerek "Güneş Ülkesi" Horasan'dan "Güneşin Doğduğu Yer" Anadolu'ya dalgalar halinde akan Oğuz (Türkmen) boylarının, Selçuklu Sultanlarının sevk ve idaresinde ve Selçuklu ordularının öncülüğünde, bugün üzerinde yaşadığımız toprakları kanları ile yoğuruşu ve bu topraklar üzerinde dünya durdukça yaşayacak olan yeni bir Türk Devleti'nin, Orhun Kitabeleri'ndeki söylenişi ile "Bengü Devlet"in, Osmanlı atalarımızın deyişiyle "Devlet-i Ebed Müddet"in kuruluşunu belgelere dayanarak anlatıyor.