Mali itibar, başkasının sermayesinden geçici olarak yararlanabilmek kabiliyetidir. İtibar üzerine kurulan borç senetlerini, servetin değişim vasıtası haline koyan işlemler, adı geçen senetlerin emre muharrer veya hamiline ait olmak üzere düzenlenmesi yöntemlerinin oluşturulmasıyla meydana gelmiştir. 20. yüzyıla kadar kullanılan ticarî senetler poliçe, bono, çek ve süftece idi. Bu senetler içinde en yaygın olarak kullanılanı ise poliçeydi. Poliçenin ortaya çıkış tarihiyle ilgili farklı iddialar ve yaklaşımlar bulunmakla birlikte, 17. yüzyılın sonlarına doğru keşfedilen "ciro" ve "emir kaydı", poliçe kullanımını kolaylaştırmıştır.
Osmanlı Devleti'nde, poliçe kayıtlarına 17. yüzyılın ortalarından itibaren rastlanmaktadır. Madeni para naklinin masraflı ve tehlikeli olması ile Avrupayla ilişkilerin gelişmesi poliçe kullanımını artırmıştır. Yine de ilk dönemlerde, yeni bir yöntem olan poliçeye yeterince güven duyulmaması, poliçe kullanımını sınırlamıştır. Bundan dolayı Osmanlı Devleti'nde poliçe, 19. yüzyılda yaygınlık kazanabilmiştir.
Standart bir hukuki durumu bulunmayan poliçe, 1850 yılında yürürlüğe giren Ticaret Kanunnamesi ile bir düzene kavuşmuştur. Genel olarak poliçeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri olan ticaret mahkemelerini, daha sağlıklı bir hukukî yapıya kavuşturan Ticaret Kanunnamesi Zeyli, hukuki altyapıyı daha da sağlamlaştırmıştır.
Kayıtlar, Osmanlı coğrafyasında yurt içi poliçe kullanımının, özellikle günümüz Türkiyesi sınırları ile Rumeli ve kısmen kuzey Suriye, Filistin bölgelerinde yaygınlaştığını göstermektedir. Ayrıca 19. yüzyılda, Avrupa'ya ve Avrupa'dan Osmanlı Devleti'ne; özellikle İstanbul'a bir hayli poliçe keşide edilmiştir. Sonuç olarak poliçe, Osmanlı Devleti'nin yıkılışına kadar, ticarî hayattaki önemini korumuştur.