"Kölelik, insanın... kötü ve alçaltıcı bir durumu ve Ulusumuzun cömert karakterine ve cesaretine öylesine doğrudan doğruya zıttır... parlatmak ve sivriltmek için ne kadar özen gösterilmiş olursa olsun, bu zincirlerin kötü giysiler olduğundan başka bir şey düşünülemez... / ... Kutsal Kitap ya da akıl... herhangi bir yerde, ....Tanrısal otoritenin bizi başkalarının sınırsız iradesine tabi kıldığı yönünde herhangi bir şey söylememektedir.... / .... sadece ... yaratıcı güç tarafından... varoluş... hükümranlık hakkı veriyorsa... bu argüman... aslanın atalarının Adem kadar bir yetkiye sahip olmalarını sağlayacaktır. / ... Tanrı insanı, dilediği zaman onu açlıktan öldüreceği biçimde bir başkasının merhametine terk etmemiştir. Herkesin Lordu ve babası olan Tanrı çocuklarından hiçbirine bu dünyada kendi payına düşen şeyler bakımından bu tür bir mülkiyet vermemiştir; tersine muhtaç kardeşe mülkiyet sahibi kardeşin üzerinde iktidar uygulamaya ilişkin bir hakka sahip olan kişinin kim olduğu konusunda tatmin edilemediği sürece, hiçbir zaman, vicdanen herhangi bir iktidara itaat etmeye zorlanamaz. / ...İnsanoğlunu tüm çağlar boyunca rahatsız eden, kentlerin yıkılmasına yol açan hataların en büyük bölümüne neden olan, ülkelerin nüfusunu azaltan ve dünyanın barışını bozan büyük soru, dünyada iktidar olup olmadığı ya da nereden geldiği değil ama iktidarın kime ait olması gerektiğidir... / Kutsal Kitap insanların yöneticilerine ya da hükümet biçimlerine ilişkin olarak tek bir sözcük bile söylemez, ama sadece insanoğlunun nasıl farklı dillere ve uluslara bölündüğünün bir açıklamasını verir. Dolayısıyla, bu (konuda) ... bir şey söylemek, Kutsal Kitabın verdiği yetkiyle tartışma yapmak değil ... kendi beyninin hayallerini kurma(k) anlamına gelir."