Hürmetten Hayrete
Süleyman Ragıp Yazıcılar, "Baht Meselesi" ve "İnsan Mesafedir"de gördüğümüz zarif üslubu ve derinlikli anlatımı şimdi "Hürmetten Hayrete" kitabı ile devam ettiriyor.
Dünyaya yeni gelmiş bir çocuğun şaşkınlığı ve hayreti ile olup bitenleri anlamaya çalışırken bizim bu çabaya olan şahitliğimiz bir anlamda edebiyat şölenine dönüşüveriyor.
Satır aralarında çoğu defa sorularımıza, anlam arayışımıza, zanlarımıza hasılı kendi hikayemize rastlıyoruz.
Yazarın dördüncü kitabı olan Hürmetten Hayrete, modern dünyada neyin daha kıymetli olduğunu hatırlatmakla beraber "hayatın bereketi hesapsızlıktadır" diyor.
Hürmetten Hayrete, günlük hayatın sıradan akışının mana arayışında bir insan için nice değerler barındırdığını, yol bulmak isteyene ne çok işaretler verildiğini hürmet ve hayret vezninde gösteriyor.
Son olarak önsözde yer alan şu satırlar "neden hürmet ve nasıl bir hayret" sorusunun cevabı niteliğinde:
Sözün büyüleyici etkisinin gölgesinde, aşkınlığın kapısını çalmaya, yer ve gök arasındaki sıkışmışlıktan kurtulmaya çalışacağım gücüm yettiğince.
Sıradan hayatın içinden süzülen birçok hadise paylaşacağım sizlerle, lakin sevginin, hayretin ve hürmetin tatlı bir fon gibi satırlara eşlik ettiğini hissetmenizi de isteyeceğim, çünkü birçok yazıda o fon hüzünlendirdi beni, coşturdu kalbimi, titretti içimi, dilerim duyduğumu sizlere de duyurmaya muvaffak olurum.
Hürmet kelimesinin gönlümdeki yeri büyüktür, kalbimde her daim yeşermesini istediğim eşsiz çiçeklerden biridir. Varlığa saygıyla, iyilikle, anlayışla yaklaştığımızda, alem sanki sırrını açıyormuş gibi gülümsüyor insana. Kainat adeta, yaratılan her varlık karşısında tevazu, edep ve incelik gösterenlere mucizeler sergilemek için hazır bekliyor. İlahi bir ölçü olarak, azıcık bir hürmete dahi sayısız lütuf bahşedileceği müjdeleniyor dört bir yanda.
Hayret kelimesi ise beni benden alıyor, gözlerimi nurla, yüreğimi sürurla dolduruyor. Şaşıyorum kendime, yaşadıklarıma, olan bitenlere, varlığa, her şeye. Acziyet ve hiçliğin eşlik ettiği, kelimelerin durgunlaştığı ağlamaklı bir hayret kıvamıdır bu, yakalandığımda bu hâle bayram ediyor, vecd esintisiyle geziyorum alemde. Biraz meczupluk, biraz çocukluk da diyebilirsiniz, kınayanların kınamasından azade bir hâlde, sonsuz naz ve niyaz içinde, "bulmaya, olmaya ve ermeye" çalışıyorsunuz acemice. Yoldaşınız sevgi, hüsnü zan, hüzün ve anlama çabası oluyor. Neler söylüyor o Eşsiz Sevgili, kulak kabartıyorsunuz sakince, neler yapıyor o her an bir tecellide olan Kudretli ve Sürpriz Dolu İlah, hayretler içinde izliyorsunuz.
Hürmet ve hayret, karamsarlıklara, anlamsızlıklara, kötülüklere ve olumsuzluklara karşı kalbimizde yeşermesi gereken eşsiz güzelliklerdendir.
Hürmet ve hayret, hayatın amaçsızlığını söyleyenlere karşı insanı bin bir ümide ve güzelliğe taşıyan sırlı cevherlerdendir.
Hürmet ve hayret güneşi doğduğunda gönlümüzde, birçok karanlık kendiliğinden aydınlanacak, hayatımız renklenecek, iç dünyamız ferahlayacak ve huzura kavuşacağız.
Hepimiz birer "ruh" taşıyoruz Allah'tan, varlığımız muammalarla iç içe geçmiş sürprizlerle dolu. Seyrediyoruz âlemi, mana avcılığı yapıyoruz son nefesimize kadar.
Allah'tan hürmet dolu bir kalp, hayret dolu bir bakış dilerim başta kendime, sonra bütün sevdiklerime, sizlere, herkese.
Hürmetin ve hayretin rehberliğinde, daha da ötelere uzanırsa adımlarımız, muhabbetullah ve marifetullahtan hissemiz bol olursa, ne mutlu bizlere.
Aşkla, aşkınlıkla, sevgiyle, manayla.