Hürriyet, Adalet, Müsavat: bir devrin parolası. Memleketini düştüğü vahim durumdan kurtarmak isteyen çalışkan, azimli ve serdengeçti "Genç Türkler"in bazen sürgün, bazen mahpus bazen idam cezası almaları ile sonuçlanan taleplerinin kısa ve öz listesi.
Tıbbiye ise yalnızca kahraman Türk hekimlerinin yetiştiği bir mektep değil, sıralarında evrak-ı muzırraların, tehlikeli vatan ve hürriyet şiirlerinin, garba meydan okuyan şarkı ayağa kaldıran keskin mecmua makalelerinin eller ile çoğaltıp gizlice dağıtıldığı bir ihtilâl karargâhı. II. Meşrutiyet'in temellerinin atıldığı, İttihat Terakki Cemiyeti'nin, Türk Ocakları'nın kurucularının yetiştiği; kahraman subayların, mübarek şehitlerin şanlı yuvası…
1908 İhtilâli'nin hemen ardından, Türk tıp tarihinin gördüğü en büyük ve başarılı doktorlardan Mehmet Esat Işık Paşa, Mekteb-i Fünûn-ı Tıbbiyye-i Şâhâne'nin kürsüsünden öğrencilerine güçlü ve ateşli bir nutuk ile seslenir. Bu nutuk kendisinin, tıp biliminin ve nihayet memleketin genç hekim adaylarından ne beklediği hakkındadır.
Nutku dinleyen öğrencilerden biri şöyle aktarır: Bu etkili nutuk vatanını, milletini, hakkıyla seven; onun esaretten kurtulmasına tâ okul sıralarından itibaren başlayarak çalışan sağlam karakterli bir kişinin deha sahibi ağzından dökülmüştür. Bu saygıdeğer ve şeref sahibi hocamızın, bu saygıdeğer ve yüce sözleri hepimizin hareket tarzlarımızı düşünmemizi sağlayan pek çok hakikati ve dikkatle düşünülmesi gereken şeyi barındırıyor.
Genç Tıbbiyelilerin ruhuna işleyen bu söylev, hızla yazıya dökülür ve Matbaa-ı Mekteb-i Fünûn-ı Tıbbiyye-i Şâhâne tarafından neşredilerek hem öğrencilere hem de halka arz edilir.
Hem bilimsel olarak tıp alanında önemli katkıları olan hem de modern Türk siyasi hayatında, Millî Mücadele yıllarında faal olarak kamusal bir figür kisvesiyle hareket eden Mehmet Esat Paşa'nın bu nutku 115 yıl boyunca ne yazık ki bir daha okuyucusuna kavuşamaz. Mavi Gök Yayınları olarak, arşivlerde rastgeldiğimiz, bir devre ışık tutması açısından tıp tarihimiz için kıymet taşıdığı kadar siyasi tarihimiz için de önemli bu eseri 115 yıl sonra tıpkı basımını, latin harfleri ile özgün halini ve günümüz Türkçesine aktarılmış edisyonunu bir nüshada birleştirerek 14 Mart Tıp Bayramı'nda değerli okuyucumuza arz ediyoruz.
Yavuz Selim Birtane