Gözlerinden dökülüp, yanaklarında soluklanan ve aşağılara doğru nazlana nazlana yol alan, en sonunda da o iki şaheser çukurda yani gamzelerinde biriken gözyaşlarında boğulmuştum o otel odasında.
Sarımtırak rengi lamba altında acıyı, hüznü, kederi, yalnızlığı ve umutsuzluğu konuşuyorduk ve o kalleş ayrılığı.