"(Birbirine kavuşan o) iki denizden de inci ve mercan çıkar."(Rahmân, 22)
Nübüvvet feyiz ve bereketinden oluşan deniz Hz. Fatıma; velayet kemal ve yüceliğinin, ilim ve irfanının ummanı ise Hz. Ali idi. Bu iki mana denizinde İnci ile Mercan vücut buldu.
Hz. Hasan, nübüvvet ve velayetin sedefinde boy veren benzersiz bir inci idi. Müslümanları birbirine kırdırmak, kan dökerek ittifaklarını bozmak isteyenlerin önüne, hakkı olan hilafetten feragat ederek set çekmiş ve inşa ettiği barış ile bir "inci" gibi değerli olduğunu göstermişti.
Hz. Hüseyin, denizin derinliklerinde ızdırap görmüş, ızdırap yaşamış, kanda boğulmuş bir mercan gibiydi. Hak ve adalet davasında sert ve tavizsizdi. Onun duruşu zulme ve haksızlığa başkaldırıydı. Ruhu her şeyin en mükemmelini istiyordu. İstediği mükemmelliği Müslümanlara kazandırmak için de hayatını feda etti.
Siyer ödüllü yazar Salih Suruç, Resulullah'ın(sav) "iki reyhanım"diyerek iltifat ettiği Hz. Hasan(ra) ve Hz. Hüseyin'i(ra) yazdı.
İnci Mercan, Ehl-i Beyt sevgisiyle dolmak isteyenler için bir başucu eserniteliğinde…