Bu, Hz. Peygamber'in torununun ve Hz. Ali ile Fatıma'nın sevgili oğullarının yalnızca basit bir hikâyesi değildir. Gerçek İslâmî önderliği ortaya koyan tarihî bir senet ve İslâmî düşünceyi Hz. Peygamber'in döneminde tesbit edilmiş biçimiyle korumak niyetiyle içten girişimde bulunan bir kişinin sergilediği örnek karakterdir. Bu büyük olayın kahramanı yalnızca kutsal bir ailenin çocuğu değil, aynı zamanda İslâm toplumu içinde onurlu bir yer işgal eden kişidir. Onun hayatı ve şehadeti, ağlamak ve gözyaşı dökmek için fırsat olmaktan çok, mü'minlerin içinde ateşli bir fedakârlık arzusu doğuran ve gerçek adalet ışığıyla mevcut hayat biçimini aydınlatan bir fener ve işaret ateşidir. Bu olay, Hz. Hüseyin'in sergilediği örnek davranışın Müslüman toplumun ortak yaşantısıyla nasıl özdeşleştiğini bize göstermektedir.
Bu kitapçık okuyucularına, İslâm dünyasının önde gelen dört düşünürünün Hz. Hüseyin'in şehadeti ve bu şehadetin taşıdığı derin anlamlar üzerindeki düşüncelerini sunuyor.