Kadın konusu, özellikle İslâm'ın kadın meselesine bakışı yahut Müslüman toplumlarda kadının yeri ve konumu gibi meseleler, modern dönemde İslâm hakkındaki tartışmalarda her zaman ön sıralarda yer almış, İslâm aleyhindeki yargıların başlıca dayanaklarından birisini teşkil etmiştir. İslâm'a eleştirel bakan kesim kadının ikinci sınıf varlık telakki edildiğine ilişkin fikirlere ve uygulama örneklerine dayanırken, bu tavra karşı çıkanlar, İslâm'ın kadın konusunda âdeta bir devrim yaptığını ve zamanının çok ötesinde bir kadın algısı oluşturduğunu iddia etmişlerdir. Elinizdeki kitap bu iki uç yaklaşımın da doğru olmadığını vurgulamakta, bu konuda sağlıklı bir kanaate varmanın tarihî verilere dayanmak suretiyle İslâm'ın ilk dönemlerinde kadının gerçek konumunu belirlemekten geçtiğini savunmaktadır. Bu amaçla yapılan kapsamlı ilmî çalışmanın vardığı sonuçlardan birisi şöyledir:
"Hz. Peygamber kadınları hiçbir zaman kadın olmaları nedeniyle sosyal hayattan soyutlamamış, bunu yapmaya çalışan ashâbı ise bundan menetmiştir. Onun bu konudaki tavrı mümin kadınların saygınlıklarını ve iffetlerini koruyarak sosyal hayatta varlık göstermelerini sağlamak yönündedir. Her ne kadar bu hassasiyet vefatından sonra büyük oranda terk edilse de kadınlar ashâba ve sonradan gelenlere bu hususta verilen ruhsatları hatırlatarak sosyal hayatta kendilerine alan açmalarına yarayacak kadar açık örnekler sunmuşlardır."