Araplar, câhiliyye döneminde dahi yazının değerini ve önemini takdir etmişler, okuma yazma bilmeyi, insanın kâmil olabilmesi için değer verdikleri üç temel esastan biri saymışlardı. Yazıyı kullanma bakımından bilgisiz olmaları, genellikle günlük hayatlarında buna ihtiyaç duymamalarındandı. Bu sebeple okuma yazma bilenlerin sayısı azdı.
İslâm geldiğinde, Rasûlullah (s.a.v)'in öğretimle ilgili üstün siyaseti sayesinde okuma yazma gerçekten kısa bir zaman içerisinde yayıldı. Rasûlullah'ın kâtipliğini yapanların sayısı altmışa, hatta daha fazlaya ulaştı.
İhtisasları açısından Rasûlullah'ın kâtiplerine baktığımızda bunlardan bir kısmının Kur'ân'ı yazdıklarını, bazı kâtiplerin de devlet işleriyle ilgili yazışmada ihtisas kazandıklarını görürüz.