Allah (cc) yarattığı varlıkların özelliklerini, şuur sahibi olup olmadıklarını mutlak surette bilir. Tabiat varlıklarının varoluş mânasını ve hikmetini de insanlığa gönderdiği peygamber vasıtasıyla bildirmiştir. Bunu Kur'ân-ı Kerîm'de soyut ilkeler ve Hz. Muhammed'in (sav) sünnetinde somut hayat tarzı olarak görmekteyiz. Bu öğretiler ve yaşam tarzı; insanı kuşatan ve bir parçası olduğu kâinatı, metafizikle alaka kurarak tanıtır. Varlık âlemine tikel ve tümel olarak nasıl bakılması gerektiğini öğretir.
Kuşkusuz Hz. Muhammed'in (sav) döneminde çevreyle alakalı bugün kullanılan kavramlar mevcut değildi. Bu meyanda ekoloji, ekosistem, biyoçeşitlilik, sürdürülebilirlik, çevre kirliliği, iklim değişikliği, atık yönetimi, doğal kaynaklar, yenilenebilir enerji ve çevreyi koruma gibi kavramlar hayli yenidir. Özellikle de çevre krizlerinin artmasıyla her yeni olguyu ifade edebilmek amacıyla ona uygun kavramsallaştırma yoluna gidilmiştir. Bunun gayesi de insanın karşı karşıya kaldığı devasa çevre sorunlarına dikkat çekmek, bu sorunlara karşı duyarlılıklar oluşturup çözüm yolları sunmaktır. Ancak bu, ilgili kavramların ortaya çıkmadığı ve devasa çevre sorunlarının yaşanmadığı dönemlerde tabiata dair tasavvurların olmadığı mânasına gelmemektedir.
Çevre krizleri her şeyden önce bir zihniyet ve tasavvur meselesidir. Serdar Demirel'in uzun yıllara dayanan birikiminin yansıması olan Hz. Peygamber ve Tabiat başlıklı çalışması, bu zihniyet ve tasavvur meselesinin mahiyetini göstermek ve tabiatla uyumlu yaşamanın modelini İslâm Peygamberi Hz. Muhammed (sav) özelinde incelemek amacıyla kaleme alınmıştır.