Anadolu'yu asırlar boyu kulluk, ahlak ve marifetle mayalayıp şekillendiren sûfîler, insanoğlunun Kur'an-ı Kerim'in manasına olduğu kadar, hakikat ve sırlarına da vakıf olmasına katkı sağlamak için pek çok işari tefsir kaleme almışlardır. 4/10. yüzyılda yaşamış bir süfi olan İbn Ata'nın tefsiri de bu amacı taşıyan, Kur'an'ı anlamayı Hak dışındaki her şeyden, yani masivadan kurtulmaya bağlayan ve âyetleri temelde bu yaklaşımla yorumlayan kıymetli bir eserdir. Aynı zamanda tasavvuf tarihinin ilk işari tefsir örneklerinden biri olan bu tefsirde, ilk devir sûfîlerinin dünya/madde ile ilişki kurma konusundaki ölçütleri ve Hakk'ın rızasına kavuşabilme merkezindeki kulluk anlayışları yer almaktadır. Esasen bu iki husus da her dönemde tüm sûfîlerin ulaşmak istedikleri temel gayeleri olmuştur.
Elinizdeki bu kitapta, ilk dönem sûfîlerinden ve Hallac-ı Mansûr'un yakın dostu olan İbn Ata'nın hayatının yanında, işari tefsiri ve bu tefsirin tasavvufî gelenekten beslenen temel dinamikleri gün yüzüne çıkarılmaya çalışılmıştır. Onun tefsirinin ve görüşlerinin tanınması, Yaratıcı-kul münasebetinin sağlamlaştırılmasının yanı sıra, insanoğlunun modern çağda karşılaştığı birtakım problemlerin çözümüne de önemli oranda katkı sağlayacaktır.