İbn Hazm, çağında egemen olan doğu kültürüne alternatif olması için mantıkî temellere oturan, bilimsel düşünceyi esas alan bir ekol kurmaya çalışmıştır. Bu ekol, gücünü burhân mantığından alan nas merkezli bir mezhepti. İbn Hazm, sahip olduğu vizyon ve temsil ettiği misyonla bilimsel düşünce özgürlüğünü sağlayarak içtihat kapısını yeniden aralamayı hedefliyordu. Bu da, İslam düşünce kültürünün üzerine bina edildiği usûlün yeniden okunmasını ve yorumlanmasını gerekli kılıyordu. İbn Hazm, bu çabasında tevârüs eden kültürün sunduğu hazır anlayış ve egemen düşünce kalıplarından kurtulmanın gerekli olduğunun bilincindeydi. Bu yüzden, İslam düşünce kültürünün, sağlam temellerden yoksun olduğuna inandığı kıyas, illet ve istidlâl yerine, burhân mantığını temel alan yeni araçlarla bilinçli bir şekilde yeniden okunmasını savunuyordu.
İbn Hazm'ın gerçekleştirmeye çalıştığı proje dar kapsamlı bir proje değildi. Aksine fıkıh, felsefe, mantık, kelam, dinler tarihi, dil ve edebiyat gibi farklı alanları kapsayan geniş bir yelpazeye sahipti. İbn Hazm, temel dayanak aldığı Zâhirî Mezhebi'nin ilkelerini tüm bu alanlara yansıtmıştır. Örneğin taklit, illet ve kıyasa karşı çıkarken sadece dînî içerikli ilimlerle sınırlı kalmamış, aksine bu görüşlerini dil ve edebiyata da taşımıştır. Fıkhî kıyas, illet ve istidlâli kabul etmediği gibi nahiv ve lugat ilimlerindeki kıyas ve illetleri de reddetmektedir. Fıkıhta ilk kaynaklar olan nasları temel aldığı gibi gramer krallarının konulmasında Araplar'dan işitilenlerin (semâ') temel alınması gerektiğini söylemektedir. Şiire İslâmî bakış açısından yaklaşmakta, şiiri ahlâkî ilkeleri temel alarak tasnif etmektedir. Bu kitapta, İbn Hazm'ın bir fakih ve usulcü olduğu kadar asil bir şâir, edip ve eleştirmen olduğunu ortaya koyarak ülkemizde daha yakından tanınmasını amaçladık.