Fıkıh Usulü (İbn Kudame Penceresinden)
Müslüman toplumlara da vahiy ve onun yorumunu temel alarak oluşturulan "fıkıh" kavramı, modern dönemde İslam Hukuku ile ifade edilmektedir. Bu çerçevede İslam Hukuku'nun dört ana alanda düzenlemeler yaptığını söyleyebiliriz. Bunlardan birincisi Yaratıcı ile yaratılanın hukukunu düzenler ve ibâdât diye isimlendirilir. İkincisi bireylerin diğer bireylerle hukukunu ele alır ve muâmeât diye adlandırılır. Üçüncüsü birey-devlet ilişkilerini, dördüncüsü ise devletlerarası ilişkileri konu edinir. Modern hukuk, bunlardan bireylerarası ilişkileri, birey ile devlet arası ilişkileri ve devletlerarası ilişkileri düzenlerken, İslam Hukuku bu alanlara ek olarak Yaratan ve yaratılan arası ilişkileri de ibadetlerle düzenlemektedir. Fıkhın temel ilkelerini belirleyen fıkıh usulü ise, hükümler, kaynaklar, hüküm çıkarma metotları ve fakîhinin nitelikleri gibi meseleleri ele alır. Günümüze ulaşan ilk örneğini Şâfiî'nin Risâle'sinin oluşturduğu bu alanda, hemen her mezhebin metodolojisini ortaya koymaya çalışan ciltler dolusu kitap telif edilmiştir. Bu bağlamda, daha çok hadisçi kimliği ile tanınan Ahmed b. Hanbel'e nisbet edilen Hanbelî mezhebi anlayışı çerçevesinde de fıkıh usulü eserleri yazılmıştır. Hanbelî fıkhı ve usulü hakkında ülkemizde, tespit edebildiğimiz kadarıyla, yeterli miktarda çalışmanın bulunmaması, usul füru bağlantılı bu konunun çalışmasını gerekli kılmıştır. Hambelî fıkıh usulü ile ilgili genel bir perspektif ortaya koymayı hedefleyen bu çalışmamızda, İbn Kudâme'nin fıkıh usulü alanındaki Ravzatü'n- nâzır adlı eseri ile füru fıkıh alanında ki Muğni adlı eseri ele alınmıştır.
Devamını Oku