Klasik İslâm düşüncesinde öncelikle felsefeci kimliği ile tanınan İbn Rüşd aynı zamanda Mâlikî fakihlerin Endülüs'teki önemli temsilcilerindendir. İbn Rüşd'ün, Gazâlî'nin el-Mustesfâ min 'İlmi'l-Usûl'ünü esas alarak yazmış olduğu ed-Darûrî fî Usûli'l-Fıkh adlı eseri, onun usûl anlayışının tespit edilmesi açısından büyük bir öneme sahiptir. İbn Rüşd'ün fıkıh usûlüne ilişkin düşünceleri ağırlıklı olarak bu Muhtasar ile ortaya çıkmıştır. İbn Rüşd, usûl-i fıkhın esas konularının neler olduğunu belirlemeye çalışmakta ve hâricinde kalanların usûl-i fıkhın konusu dâhilindeymiş gibi sunulmasına karşı çıkmaktadır. Onun bu yaklaşımının en somut sonucu, Gazâlî'nin eserindeki Mantık ile ilgili bölümü atlayarak bu kısmın usûl konusu olmadığını ve usûl ile ilgili bir eserde bulunmasının doğru olmadığını ifade etmesidir. İbn Rüşd'e göre usûl-i fıkhın esas ilgi alanı, hüküm çıkarmada/istinbât kullanılan metotlar konusudur. Onun usûl-i fıkha dâhil olması gereken konuları belirleme çabası, hârici konu olarak nitelediği konuları usûl konusu kapsamında değerlendirmemesi ile tabir-i câizse usûl-i fıkıhta yeni bir yapılanmaya gitme yaklaşımında olduğunu söylememiz mümkündür.