Bu kitapta İbn Sînâ'ya göre küllîlerin insan zihni dışında mevcudiyeti ve bunun keyfiyeti meselesi ele alınmıştır. Küllî, tasavvuru açısından kendisinde birçok varlığa yüklem yapılmasına engel bulunmayan anlama denir. İbn Sînâ küllîler ile kendisine küllîlik ilişen nitelikleri birbirinden ayırmaktadır. Fakat filozofumuz bunların mevcudiyetleri meselesini birbirinden ayırmaksızın ele almaktadır. Dolayısıyla bu çalışmada küllîler ile mutlak niteliklerin mevcudiyeti birlikte ele alınmakta fakat bunlar arasındaki fark da göz ardı edilmemektedir. Bu çerçevede, birinci bölümde ilk olarak küllînin ve mutlak niteliklerin ne olduğunu, ikinci olarak da duyulur varlıkların sebepleri ve insanın bilgisinin nesnesi olarak mutlak niteliklerin varlığı üzerinde durulmaktadır. Küllîler meselesiyle idealar nazariyesinin eleştirisi birbiriyle yakından alakalı iki konudur. İkinci bölümde Platon'un idealar nazariyesini niçin vazettiği, İbn Sînâ'nın bu nazariyeyi nasıl ve niçin eleştirdiği üzerinde durulmaktadır. Ayrıca bu eleştirinin nasıl anlaşılması gerektiği aydınlatılmaya çalışılmaktadır. Üçüncü bölümde mutlak niteliklerin Tanrı'nın bilgisi olarak O'nun Zatıyla alakası üzerinde durulmaktadır. Ayrıca küllî niteliklerin Tanrı'dan nasıl sudûr ettiği, sonra da bu niteliklerin taayyün ve teşahhusunun keyfiyeti üzerinde durulmaktadır. Dördüncü bölümde ise bu niteliklerin idrak süreçlerine ve bu süreçte faal aklın rolüne değinilmekte; bu bilginin nesnesiyle ve öznesiyle ne gibi ilişkilerinin olduğu ele alınmaktadır.