'71 Devrimcileri'nin üç efsane adından biri olan İbrahim Kaypakkaya, "Örsle çekiç arasında yoğrulduk" diyordu, kısa süre sonra öldürülmek üzere alınacağı hücresindeki deftere yazdığı bir dizesinde.
Bu dört yalın sözcükte, o hücrede verdiği destansı mücadele yanında, Kaypakkaya'nın Marksizmi Türkiye'ye özgülemesindeki iç mücadelenin de bulunduğu savunuluyor. O, Marksizmin dünya-tarihsel diyalektiğini edinmek için çetin bir yoğrulma işleminden geçmişti. Bu edinim, Türkiye'de Marksizmin Kaypakkaya'da özgülleşen devrimci diyalektiği olarak adlandırılıyor.
Bu çalışmada, Kaypakkaya'nın ortaya çıktığı tarihsel ve teorik ortam yanında, Kaypakkaya'dan sonraki gelişmeler de ele alınıyor. Kaypakkaya'nın fikirlerinin sol hareketi nasıl etkilediğine ek olarak, kimlerden etkilenmiş olabileceği de tartışılıyor. Kaypakkaya'nın İdris Küçükömer ve Kemal Tahir'den etkilenip etkilenmediği sorgulanıyor.
Kaypakkaya, bu düzenin karşısına salt eylemiyle, ya da yalnızca fikriyle değil; eylemi, söylemi ve yüreğiyle çıkmış bir tam-komünisttir.
Bu çalışma, Kaypakkaya'nın ömrü yarım yüzyılı aşan yapıtına bir saygı ilanıdır.