Mademki millet (hâkimiyet-i milliye)ye maliktir. (Tahsil-i maarif) etmesi lazımedendir. Eğer tahsil-i maarif etmez cahil kalır ise o vakit (esir) olur. Bu halde maarif-i umumiye milletin en büyük ihtiyaçlarındandır. Maarifi ta'mim ve neşirde hükümetin vazifesidir. Maarif-i umumiye dört dereceye ayrılmıştır.
Birincisi (Tedrisat-ı ibtidaiye)dir ki herkese lazım olan malumat-ı ibtidaiye tedris olunur. Altı yaşından on üç yaşına kadar olan çocuklara mahsustur. Tedrisat-ı ibtidaiye mecburidir.
İkincisi (Tedrisat-ı rüştiye)dir ki ibtidaiye derslerinden sonra birçok fenler tahsil olunur. Müddet-i tahsil üç senedir.
Üçüncüsü (Tedrisat-ı idâdiye)dir ki rüştiyeden sonra birçok fünûn tedris edilen mekâtib-i âlîyede tahsil olunur.
Dördüncüsü (mekâtib-i âliye)dir ki ulûm be fünûn-ı âliyyeye mahsus mekteplerde öğrenilir. Ve herkes orada mesleğini tayin eder. Başlıca mekâtib-i âliye şunlardır:Darülfünun, Mekteb-i Tıbbiye, Mekteb-i Hukuk, Mekteb-i Mülkiye, Darülmuallimin, Ticaret mektebi ve sairedir. İnsan bu mekâtibde okuduktan sonra herhangi mesleğe ve sanata girer ise girsin kitaplardan mütalaasına devam etmeli yeni icat olunan şeylere insan ancak mütalaa sayesinde vakıf olur. Boş vakitlerin can sıkıntısına çare mütalaadır.