Fırat Seher'in canını yakmaya devam ediyordu. "Hoşlanıyorum de hoşlanıyorum de!" Seher hoşlanmıyor, sessizce olayın bitmesini bekliyordu.
Fırat büyük çığlıklar atarak boşaldı. Seher boşalmadı. Boş aldı Fırat. Boş alamadı Seher. Odadaki haykırış seher'in nesneleşen bedenine çarparak kocaman yankılandı, tüm dünyaya yayılırcasına. Kimyası yayılımlı gaz olan yara, ten duygusu yitirilmiş etlerin üzerinde gezindi bir süre, sonra katılaştı boşluğun merkezinde. Tıpkı umutsuz bir sürüncemenin eşiğine gelmiş Seher'in bedeni gibi. Boşlukta sallanan iki adet meme, boşlukta sallanan bir adet penis… Salgısal aşk, hazzın gözyaşlarıydı geriye kalan.
Aşk salgıydı, salgıydı acının hazyaşları…
Ve bütün delikler ve bütün çıkıntılar sanki dünyanın tün açıkları tük gedikleri tüm boşlukları tüm eylemcileri tüm tepkicileri tüm tüm ha hhah ha aha aha aha ha haahahahahahahahah. Önemliydi gülüş, acıydı haz, acılı haz, hazlı acı, ağlayan sperm, dört duvarlı bir oda, boş boş bomboş yalnız iki beden artık ten olmayan yani hisleri yüzülmüş ten yani et.