Çocukluğumuzda, Allah hakkında bize öğretilen en temel bilgi şu idi: "Allah ne yerde ne göktedir; O, mü'minin kalbindedir". Altmış beş yıldan beri devam eden din eğitim ve öğretimim neticesinde ulaştığım ilmî ve itikadî sonuçla da paralellik arz eden bu söylemden hareketle "İçimizdeki Allah" adını verdiğimiz elinizdeki kitapta; Allah Teâla ile insan ilişkilerini bu bakış açısıyla sunmaya çalıştık.
Ülûhiyet / Tanrı fikri, insanın ruhunda var olan aslî bir değer, fıtrî bir gerçekliktir. Öyle ki insan; tüm insânî değerlerin inşâ edicisi, öğreticisi olan yaratıcının bilgisiyle doğar. Bu, Yüce Yaratıcının insanın doğasına nakşettiği temel bir özelliktir; tıpkı akıl, basiret vb. fıtrî özellikleri gibi.
Kur'an-ı Kerim'de; "Allah'ın; yegâne yaratıcı kudret olduğuna dair delillerin/işaretlerin, insanın içinde mevcut olduğunu", (Zâriyat 51/20-21.) "Allah'ın; insanın Rabbi olduğu gerçeğini, yaratılışında onun benliğine nakşettiğini" (A'raf 7/172) bunun vahiyle de desteklendiğini, hatırlatıldığını ifade etmektedir.
Allah; hakikattir, hakikat sevgisidir, anlam ve değerdir, bütün varlığın ve doğal olayların temeli, insanî değerlerin bütünü, ulaşılmak istenen "en iyi" dir. Daima hakikati, en iyiyi arayan insan aklı ve yüreği ise bütün bunların yalnızca O'nda bulunduğuna inanır ve O'na ulaşmak, O'na sığınmak, O'nun himayesinde güvenli ve huzurlu olmak ister.
İnsan; doğal, fıtrî değerlerini koruduğu müddetçe aradığı, ulaşmak istediği o Yüce kudreti içinde, kendisini de güvende hissedecektir.