Çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde oy ve görüşüne başvurulan bilirkişi, verilecek kararda belirleyici ve etkin bir rol oynamakta olup işlevinin bu boyutu itibariyle bir "hakim yardımcısı" olarak nitelendirilmektedir. Kanun koyucu tarafından da yapılan bu nitelendirmenin bir sonucu olarak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 272. maddesinde, hakimler hakkındaki yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kuralların bilirkişiler bakımından da uygulanacağı düzenlenmiştir. İdari yargının amacı, idareyi hukuk sınırları içinde tutmak ve idare karşısında kişinin, hak ve hürriyetlerini koruyarak hukuk devletini gerçekleştirmektir. Bu nedenle, idari yargıda bilirkişinin bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlamak adına uygulanacak olan yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kurallar, özel bir öneme sahiptir. Bu çalışmada, öncelikle bilirkişilik ile bilirkişinin bağımsızlığı ve tarafsızlığı, sonrasında idari yargılama usulünde, bilirkişi incelemesini gerektiren hallerin tespiti ile bilirkişi incelemesinin gerçekleştirilmesinde katedilen aşamalar yargı kararları eşliğinde incelenmiştir. Devamında ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve 6457 sayılı Bilirkişilik Kanunu'nda "bilirkişi özelinde" yasaklılık ve ret sebeplerinin düzenlenmemiş olduğu gerçeği karşısında söz konusu sebepler, hakimler hakkındaki uygulanış biçimleri ile gerektirdiği ölçüde kıyas edilerek, uygulamada tatbik edilen yöntemleri ortaya koyabilmek amacıyla yüksek mahkeme kararlarıyla birlikte ilk derece mahkeme kararları da tetkik edilerek, pozitif hukuk (de lege lata) ve olması gereken hukuk (de lege ferenda) bakımından incelenmiştir.