Sanayileşme ve ekonomik kalkınma süreçlerini hızlandırmak isteyen gelişmekte olan ülke (GOÜ)'lerde kamu altyapı ve özel sektör yatırımlarının finansmanı için ihtiyaç duyulan sermaye fonları, genellikle yurtiçi kaynaklarla karşılanamamaktadır. Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülke (AGÜ)'lerdeki kişi başına gelirin düşüklüğü, beraberinde yurtiçi tasarruf oranlarının da oldukça düşük seviyelerde kalmasına yol açmaktadır. Böyle bir yapıda GOÜ'lerin sanayileşme süreçlerini hızlandırmalarında dış kaynaklar, önemini giderek artırmaktadır. GOÜ'lerde kısa ve uzun süreli sermaye akımlarına oranla mal ve hizmet ihracatından elde edilen döviz gelirlerinin daha güvenilir ve öz kaynak niteliğinde olması, ülkelerin ekonomik ve buna bağlı olarak da siyasal bağımsızlığı açısından önem arz etmektedir.
Mal ve hizmet ihracatından elde edilen döviz gelirlerinin, GOÜ'lerin ekonomik kalkınma süreçlerindeki önemi yanında, döviz gelirlerinin az sayıda ürün ihracatına dayanan bir yapıda değil de, çeşitliliği sağlanmış ve imalat sanayi ağırlıklı bir ihracat yapısından elde edilmesi, küresel dünya ticaretindeki gelişmelere karşı ülkelerin hazırlıklı olmaları adına da önem arz eder. Diğer bir deyişle az sayıda ilksel mal ihracatına dayalı AGÜ'lerdeki ekonomik büyüme süreçleri, ihracat yapısını çeşitlendirmiş ve/veya imalat sanayi ağırlıklı bir ihracat yapısına sahip GOÜ'lere oranla, daha istikrarsız ve yavaş bir gelişim sergilediği son dönem dünya örneklerinden açıkça görülebilmektedir. Örneğin işgücü yoğun ve ileri teknolojili imalat sanayi ihracatçısı Asya Kaplanlarının yüksek büyüme performanslarına karşılık, büyük ölçüde ilksel mal ihracatçısı konumunda bulunan Afrika ve Latin Amerika'nın AGÜ'lerindeki ekonomik büyüme, çok daha sınırlı oranlarda gerçekleşmiştir. Dolayısıyla geleneksel ticaret teorilerinin ileri sürdüğü şekliyle bir bütün olarak ülkelerin tamamı için geçerlilik arz eden ihracata dayalı büyüme hipotezi yerine, ihracatın kompozisyonuna ve çeşitliliğine dayalı büyüme süreçlerinin ele alınması önem arz eder.
Bu çalışma, GOÜ'lerdeki ekonomik büyüme süreçlerinde ihracatın ürün kompozisyonunun önemini ortaya koymayı amaçlamaktadır.