II. Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte Türk edebiyatı hem yayımlanan edebî türler hem de işlenen konular bakımından zenginleşir. Sansür baskısının ortadan kalkması toplumsal meselelerin özellikle roman türünde görünür hâle gelmesine vesile olur. Bir yandan, 20. yüzyıl başlarında tartışılan sosyolojik olgular diğer yandan Osmanlı İmparatorluğu'nun içinde bulunduğu çözülme süreci, hukukun, art arda girilen savaşların, gündelik hayatın, insan haklarının, toplumsal sınıfların konuşulmasını zorunlu kılar. Bireylerin meslekleriyle tanımlanması ve sınırları belirginleşen sosyal tabakaların gündelik hayatta birbirleriyle karşılaşması romancı için ideal bir çatışma unsuru olarak öne çıkar. Dolayısıyla II. Meşrutiyet döneminde yazılan romanlarda rastlanan meslekler, toplum hayatını yansıtmak bakımından önemli bir gösterge değeri kazanır.
Bu kitapta, II. Meşrutiyet döneminde yazılan ve bibliyografyalara roman türünde kayıtlanan edebî eserler taranarak çalışmanın ölçütlerine uygun olanlar, mesleklerin kurgudaki işlev ve görünümleri açısından incelenmiştir.