Hayat, dedi kitabın içinden bir ses, bizim neyi istediğimizle ya da neye sahip olup olmadığımızla ilgilenmiyor. Kendi gönlünden kopanı âdeta eksik kalan yanlarımızın üzerine serpiştiriyor. İçinden "yetinmeyi bil, yoksa sen de kaybedenlerden olursun" gibi bir şeyler mırıldanıyor. Utanmasa verdiği üç beş kuruşun, birkaç umut kırıntısının hesabını soracak! Neyse, bu gidişle aynı yerde sayacağız, ne uzayacağız ne kısalacağız. Bu duruma alışsan iyi edersin. Çünkü sen de artık arada kalanlardansın.
Hayatta kimse yoktur ki arafta kalmamış, kendi kabına sığmayıp taşmamış, büyük umutlarla çıktığı yolda hüsrana uğramamış; aşk ile nefretin, gerçek ile hayalin, doğru ile yanlışın, kısaca tüm zıtlıkların birbirini çekmesi ile aralarında sıkışıp kalmamış…
Nitekim iki arada kalanlar, tüm seslere kulak tıkayıp yola devam edenlerin, maziyi rehber alıp geleceğe yelken açanların, hayatın absürtlüklerine aynı şekilde cevap verenlerin, çivisi çıkmış dünyaya çivi çakmaya çalışanların, kendi semasının yıldızı olmak isteyenlerin öyküsü.