Yokuş aşağı inerlerken kolunu Handanın omuzuna atıyor Behiye. Aslında Handan birazcık daha uzun. Kolunu yine de atıveriyor. Kendine şaşırarak; ama doğallıkla. Burnunu Handanın ensesine yaklaştırıp kokluyor çaktırmadan. Handan Kokusu. Dünyanın en güzel kokusu. Dünyanın en Handan kokusu. Kokuyu içine çekmesiyle birlikte, içi sızlıyor Behiye'nin. Biliyor ki, hayvanlar gibi biliyor ki, artık Handan Kokusu duymadan olamaz Behiye. Kemiklerine kadar hissediyor ki, geri dönüşsüz bir yola girdiler. Handan ile Behiye oldular. Mahşere kadar.
Mahşer? Ne demekse.