2013'ün Mayıs or-talarında bir günün sabahın-da, gün ışığının pencereden odaya düşen göz kamaştırıcı parlak ışığıyla birlikte ina-nılmaz bir baş ağrısıyla göz-lerini açtı. Bu sırada kendisi-ne göre tam karşısında duran yatağa öylece uzanmış olan yakın arkadaşı Özgür'e göz ucuyla bakıyordu. O, arkada-şının derin bir uykuda oldu-ğu görünce kafasını kurcala-yan sorularla baş başa kaldı-ğını fark etmesi çok uzun sürmeyecekti.
Yarımada Cumhuriyeti halkına biçilen rol, rüya ile gerçeklik arasına sıkıştırılan bir dramdan ibaret mi?