"Emekli öğretmen olduğumu söylemiştim. Her türlü inanç ya da inançsızlığı,hayatım boyunca ne sorun ettim ne de bunu sorguladım. Rahat olabilirsin," dedim. Kalkıp, oltayı kontrol etti. Geri gelip, oturdu. Bana olan ya da olabilecek 'güven' sorunu, sıkıntısı yüzünden bir ikilemde kaldığını anladım. Çünkü ağzı dolu dolu olmuştu. 'Söylesem patlarım, söylemesem çatlarım,' gibi bir git-gel yaşadığını hissediyordum. Sigarasını yakıp bir nefes aldıktan sonra "Hemşerim, vicdanım bana yeter diyerek, dinimi de, inançlarımı da tahliye olduğum gün, cezaevinde bıraktım." Çok kötü günler, ay, yıl ya da yıllar geçirdiğini, hatta dini anlamda var olan inançlarını yitirecek, bunları red edecek kadar etkilendiğini anladım. Bir anda 'Cezaevi ve Din' ilişki ya da çelişkisi kafamda şimşek gibi çaktı. Eğer anlatırsa, çok şey var bu Nuri'de dedim, kendi kendime.