O iki kadın zor zamanlarda, dimdik ayakta kaldı. Üzerlerine çöken koca imparatorluğun altında ezilmemek için mücadele verdi. Cephelerdeki baba, koca, ağabey ve kardeşlerinin yokluğunda, çoluk çocuk yetiştirdi veya ailelerine destek olarak hayata direndi. İyi günlerde doğmuşlardı. Zor günlerde, cephelerden haber bekleyerek geçti gençlikleri. Ömürleri, Türkiye'nin nispeten iyi günlerinde sona erdi. İkisi de çok gururluydu, çok inançlıydı, çok umutluydu. Kadın adının yeni yeni su yüzüne çıkmaya başladığı dönemde, bu ülkede, kadınlarla ilgili olarak gördükleri "teceddüt ve terakki"yi takdirle kucakladılar. Evet bir cümleye başlarken "kadın kısmı" dedikleri de oluyordu ama ikisinin de cinsiyet ayırımcılığı bundan öteye hiç gitmedi.
İşte şimdi hayatımda önemli rol oynayan bu iki kadını özlem ve rahmetle anıyor, bu kitabı önce artık iki genç kadın olan kızlarım Belkıs Öykü ve Aliye Petek'e, sonra yüzü hep gülen annem Saadet Gülten Öndün'e ithaf ediyorum. Kızlarımın ısrarı ve annemin neş'eli düzeltmeleri olmasa, bu satırlar bir araya gelemezdi. Özellikle anneme, sebebi ne olursa olsun, bana anneannemle uzun uzun vakit geçirme fırsatı verdiği için şükran duyuyorum.