Paris ve Londra arasında geçen roman,Fransız Devrimi'ne giden süreçte dönemin tarihine ışık tutuyor.
Charles Dickens, İki Şehrin Hikayesi'ni,Yazdığım en iyi hikaye! diye tanımlıyor.O günler en iyisiydi ya da en kötüsüydü, akıl çağıydı ve aptallık çağıydı,inançlar zamanıydı ve inançsızlıklar zamanıydı, ışık mevsimiydi ve karanlık mevsimiydi,umut baharıydı ve umutsuzluk kışıydı;yaşayabilmek için hem her şeyimiz vardı hem de hiçbir şeyimiz yoktu;hepimiz ya doğrudan cennete gidecektik ya da cehenneme.
Kısacası o günler, tıpkı şimdiki gibi o kadar uzaktaydı ki,kimileri iyi ve kötü şeylerin üstünlük derecelerini karşılaştırdığında,o günlerin gelmiş geçmiş en iyi günler olduğunda ısrar ediyorlardı.