İnsan, vicdanındaki kulluk bilincinin düsturlarını travmaya uğrattığında, bedenini nefsani arzularının hevâsı ile ihata ediyor, adım adım..
Zihnindeki bitmek bilmeyen düşünceleriyle, bağrında dindiremediği kor soluğuyla ve diğer yakasının dirliğini bulma kanaati ile sahralara atıyor varlığını, gün geçtikçe..
Arzda ve gökte dirliğini gaflet perdesiyle ararken, mihnet duygusuyla billurlaşmış adımlar, iki seçenekli yolculuğa çıkıyor, aheste aheste..
Ya çapraşık bir hayata ya da bir rönesansa atılıyor bu adımlar, Rana Yıkılmaz'ın sözlerinin eşliğinde..
"Gök yerle. Kış yazla. Büyük küçükle. Güzel çirkinle zıt olup tamamlanıyorsa, bu iki zıttın da bağlayışı neydi? Bu iki yakanın direnişi neydi?"