İkinci Dünya Savaşında Fransız ordusunda yedek subay olarak görev yaptım. Görevim İngiltere nezdinde irtibat subaylığı idi. Bu nedenle üstdüzey İngiliz devlet adamlarını ve komutanlarını yakınen tanıdım.
Bu günler ne yazık ki Fransa ve İngiltere'nin en kötü günleriydi.
10 Haziran 1940'da birkez daha Londra'ya görevli gönderildim, Londra'da iken Fransa'nın teslim olduğunu öğrendim. Artık askeri görevim nihayet bulmuştu.
18 Temmuz 1940 günü Amerika'ya geldim. Burada da Fransa'nın davasını savunmak, Avrupa felaketini anlatmak, Amerika'nın savaşa katılmasının zaruri olduğu hakkında beyanat ve konferanslar vererek Amerikan kamuoyunu ve aydınlatmak üzere ayağımın tozuyla işe başladım.
Amerikadaki arkadaşlarım ve gazeteciler beni soru yağmuruna tuttular.
İyi niyetli olanlar dahi temelsiz iddialarda bulunuyorlardı, duygusal nedenler yüzünden gerçekleri saptırmadan olanları oldukları gibi kabullenmeyi tercih ettim.
Bu savaşın tarihini yazmaya niyetli değilim. Bunu da yapamam. Çünkü savaşın her yönünü yaşamadım. Ancak gördüklerimi yazmayı da görev bildim. Elden geldiğince de tarafsız kaldım.