Toplumlar hayatta kalabilmek ve daha yüksek standartta bir yaşam sürebilmek adına doğal kaynaklarda geri dönülemez yıkımlara neden olmuştur. Günümüz dünyasında küresel ölçekte gelişmişlik düzeyi fark etmeksizin birçok ülke ekonomisi yoksulluk, işsizlik, kentleşme ve nüfus artışı gibi ekonomik ve sosyal sorunlarla mücadele etmektedir. Bunun yanı sıra son yıllarda küresel ısınma ve iklim değişikliğinin gözle görülür zararlara neden olması ile birlikte ekonomilerin yoğun bir şekilde çevre sorunlarına yöneldiği görülmektedir. Öyle ki bu durum artık ekonomilerde "sürdürülebilirlik", "yeşil ekonomi" ve "yenilenebilirlik" unsurlarını öne çıkarmakta ve "gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini tehlikeye sokmaksızın bugünkü nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilen kalkınma" olarak ifade edilen sürdürülebilir kalkınma anlayışı tüm dünyada genel kabul gören bir yaklaşım haline dönüşmüştür. Bu noktada ortaya çıkan yeni kalkınma anlayışından biri de "yeşil kalkınma"dır. Yeşil kalkınma büyüme, kaynak kullanımı, karbon emisyonu ve çevresel zararlara yönelik büyük bağımlılıktan kurtaran bir kalkınma modeli olarak tanımlanmaktadır. Bu noktada kitabımız yeşil kalkınma kavramına multidisipliner anlayış ile yaklaşan konu uzmanı değerli hocalarımız tarafından büyük özveriyle hazırlanmıştır.