Bu eser klasik vahiy merkezli İktisad ilmi ile, vahiysiz,insansız, ruhu ihmal eden, ahlâkî tüm değerlere ters, fiziğe aykırı kapitalizmin delilleri ile mukayesesidir. Para değişim aracıdır. Kapitalizm, parayı şantaj aracı olarak kullanır. Vahiysiz uygulamalarda amaçlarla araçlar yer değiştirmiştir. Bu yapılar toplumsal taleplere binaen zaman içinde oluşmuş bir yapı olmayıp, dayatma ile uygulanan zulmün adı'dır.
Bu eser, paranın geldiği ve gittiği yeri sorgulayan sistem ile sorgulamayan uygulamanın mukayesesidir. Uygulama diyoruz çünkü; Kapitalizm sistem değil bir uygulamadır. Sistem denmesi için en az üç-beş kuşağın bundan müstefid olup mutlu olması ve arkada güzel hikayeler bırakması gerekir. Arkasında en az beş yüz senelik uygulama tarihinin olması gerekir. Devlet bin sene ile düşünür. Vahiyden ışığın alınmadığı yerlerde hiç kimsenin makam ve mevkii sağlam değildir. Bugün var yarın yok. Kap-kaç, vur-kaç anlayışı. Bu anlayış doğru olsa idi dağlarda yol kesen eşkiyalar dünyanın hakimi olurdu. Vahiy dışı uygulamalarda; zümre mutluluğu vardır ki o mutlu kesim de her an namlunun ucundadır. Beşeriyetin böyle uygulamalara ihtiyacı yok.
Rekabeti değil, paylaşımı esas alan, zümre değil küllî mutluluğa vesile olan, kaliteden ödün vermeyen, alırken kazan değil, kazan-kazan anlayışına sahip payalşımcı yapılara ihtiyacımız var. Bu mukayeseyi topluma göstermeyi üzerimize borç bildik. Dileriz başka çalışmalara ilham olur. Gelecek nesiller bu ibret tablolarından gereken dersleri çıkarıp vahiysiz unsur ve uygulamalardan uzak durmalı, geleneksel yapıdan kopmamalı. Şeriat varsa mürüvvet de var.!