Günümüzde neo-liberal ekonomi yanlıları, tüm ülkelere serbest piyasayı genel bir ilke olarak sunarken bunu toplumsal gelişme adına yaptıklarını öne sürmektedirler. Ancak günümüzdeki gelişme kavramsallaştırması da, tıpkı 1960'lardaki gibi üretim sürecinde kullanılacak ya da doğrudan tüketime sunulacak teknolojilerin yayılması üzerine kurulu olmaya devam etmektedir. Temel amaç iş bölümünde ya da üretimde değişiklik yaratan belli teknolojik gelişmelere uyum sağlanması ve böylelikle toplumsal ve ekonomik gelişme kaydedilmesi olmaktadır. Değişen, gelişmenin, dolayısıyla da teknolojik yeniliklerin yayılmasının başlıca aktörünün piyasa ve piyasa güçleri haline gelmiş olması, enformasyon ve iletişim teknolojilerinin yayılmasının piyasa koşullarına bırakılmasıdır. Yayılmanın piyasa koşullarına bırakılması, toplumsal gelişme açısından önem verilen enformasyon ve iletişim teknolojilerinin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında nicelik ve nitelik olarak farklı biçimlerde yayılmasını beraberinde getirmektedir. Bu çalışmada, gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasında enformasyon ve iletişim teknolojilerinin yayılması açısından oluşan farklılıkların ya da eşitsizliklerin nedenleri, bütün bunların uluslararası düzeyde daha derin ve tarihsel eşitsizliklerin yansıması olduğunu unutmaksızın, yaygınlaştırma politikaları ve bu politikaların temel aldığı modeller bağlamında ortaya konmaktadır. Farklılık ve eşitsizliklerin nedenlerinin açığa çıkartılmasının, bu farklılık ve eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için verilecek uğraşa güç vermesi umut edilmektedir.