Resulullah (sav) Ehl-i Beyt kanalıyla gelen bir hadiste şöyle buyurur:
- Bilin ki, kim Ali'yi severse, melekler onunla musafaha eder; Peygamberler onu ziyaret eder ve Allah onun her hacetini yerine getirir.
Cabir b. Abdullah-i Ensari de, Ebu Zer'den şöyle bir hadis rivayet etmiştir:
"Mescitte, Peygamber'in (sav) yanında oturuyordum; o sırada Ali (ra) çıkageldi. Resulullah (sav), onun geldiğini görünce sordu:
- Ey Ebu Zer, kimdir bu gelen?
Ben 'Ali'dir, ya Resulullah' dedim. Yine sordu:
- Ey Ebu Zer, onu seviyor musun?'
- Evet ya Resulullah. Vallahi onu seviyorum; onu seveni de seviyorum.
Bunun üzerine Peygamberimiz (sav) şöyle buyurdu:
- Ey Ebu Zer, Ali'yi sev, onu seveni de sev. Zira hiç şüphesiz, kul ile Allah u Teâlâ'nın arasındaki hicabı, Ali b. Ebu Talib'in sevgisidir. Ey Ebu Zer, ihlâs ve samimiyetle Ali'yi sev; çünkü kim Ali'yi ihlâsla sever ve Allah u Teâlâ'dan bir şey isterse, ona istediğini verir ve Allah'ı çağırdığında ona icabet eder.
- Ya Resulullah, ben Ali b. Ebu Talib'in sevgisini, yüreğimde soğuk bir suyun serinliğinin veya arı balının veya okuduğum bir Kur'an ayetinin (lezzeti) gibi buluyorum; hatta bu, baldan daha lezzetlidir benim yanımda.
Allah Resulü (sav) şöyle buyurdu:
- Şecere-i Tayyibe Biziz; Allah'ın sağlam kulpu Biziz. Bizim sevenlerimiz ise o ağacın yapraklarıdır. O halde kim cennete gitmek isterse, o ağacın dallarından birisine tutunsun."