Ayşe, ailesiyle köyden kente yeni göçmüş. Çevreye ve okula alışmaya, onu süzen alaycı bakışlara inat, kendini öğretmenlerine ve arkadaşlarına kabul ettirme çabasında. Ufacık boyu, yırtık çorapları, tutucu babası işini kolaylaştırdığı söylenemez. Ama Ayşe'nin, zor anlarında sığındığı kitapları, dertlerini paylaşabildiği bir ablası, tükenmeyen bir yaşama sevinci var. Her çocuk gibi hayal gücünün peşine takılıp oyun oynarken dünyayı, yani 12 Eylül Türkiye'sinde, otobüsten bozma bir evde, yoksulluk sınırının altında yaşadığını unutabiliyor. Ama Ayşe de ayrımcılık, cinsiyetçilik ve sınıf farkları tarafından belirlenen gerçeklerden kaçamıyor. Yine de sinmiyor. O daima sorgulamayı ve mücadeleyi seçiyor: Ablası gibi okulu bırakmayacak, kendi seçtiği yolda kararlılıkla yürümeye devam edecektir.
Yakın tarihimize ışık tutan, odağında güçlü bir kız çocuğu figürünün yer aldığı Ayşe'nin Günleri Serisi'nin birinci kitabı İLK ADIMLAR Almanca'dan Rusça'ya, Arapça'dan Hırvatça'ya birçok dünya diline çevrilmiş, uluslararası araştırmalara konu olmuş, edebiyat ödülleri kazanmış, Türkiye çağdaş çocuk ve gençlik edebiyatında klasikleşmiş eserler arasında yerini almıştır.
"İnsanlar benzemez birbirine; duyguları, düşünceleri, verdikleri tepkiler, sevindikleri, üzüldükleri şeyler farklı farklıdır. Marifet Ayşe'nin yaptığı gibi bütün bu farklılıkları kucaklayabilmektir." -Aslı Tohumcu
"Ayşe, kız çocuğunun bireyselleşme çabasına getirdiği yorumla kayıtsız kalınamayacak bir figür." Tülin Tankut