Benî Neccâr, Medine'deki Hazrec Kabilesi'nin kollarından biridir ve Hz. Muhammed'in (s.a.v) dedesi Abdülmuttalib'in dayılarının soyudur. Babası Abdullah orada ölmüş, yetim Muhammed annesiyle altı yaşındayken babasının kabrini ve akrabalarını ziyaret etmişti. Peygamberliği döneminde Mekke'de tebliğin tıkandığı günlerde, Kureyş dışı arayışları esnasında Akabe'de görüştüğü ikisi Neccârî altı kişinin Müslüman olmasıyla başlayan sürecin devamında artan sayılarla Akabe Biatları akdedilmiş ve ensarın Hz. Peygamber'i canları pahasına kendi aileleri gibi koruyacaklarına söz vermeleriyle hicret gerçekleşmişti. Genelde ensar, özelde Neccârîler, Akabe'de verdikleri söze canları pahasına sâdık kaldılar. Hz. Peygamber'in baş nakîb seçtiği Es'ad b. Zürâre'nin önderliğinde Medine'nin İslamlaşması ve hicrete hazırlanmasına ciddi katkı sağladılar. Hicret sonrası Hz. Peygamber'i Ebû Eyyûb'un evinde misafir etmekle kalmayıp yakın ilgi ve hizmetleriyle daima yanında oldular. Bedir'den itibaren tüm gazvelere yoğun olarak katılıp büyük kahramanlıklar gösterdiler ve çok şehit verdiler. Bedir'de Avf ve Muavvizleriyle Ebû Cehil'in karşısına dikilirken, Uhud'da Nesîbe ve Ebû Talhâlarıyla Hz. Peygamber'e kalkan oldular. Enesleriyle onun hizmetini gördüler. Zeyd b. Sâbit ve Übey b. Ka'b'ı Kur'an'a adayıp Mushaf'ın cem ve istinsahına emek verdiler. Hassân b. Sâbit'in şiirleriyle düşmana korku saldılar. Yemâme'de mürtedlerle savaştılar, İran'da fetihler yaptılar. Kıbrıs'ta Hala Sultan, İstanbul'da Eyüp Sultan oldular…