Entelektüel özgürlüğün sınırlandığı, aceleci genelleme ve spekülasyonların hâkim olduğu bir atmosfer ve antropolojinin mayınlı arazisinde Boas; insanın neliğine dönük kadim meselenin izini sürerek antropolojinin sularına açılıyor. Politik tavır ve sosyal aktivizmi antropoloji üzerinden hayata geçiren hamlesiyle Boas; "ilkel" ve "uygar" insanın düşünme biçimleri, "ırk" ve kişilik arasındaki bağlantı, ilkel insandaki özgün düşünce ve muhakeme gücü gibi konular etrafında şekillenen tartışmaları bilimsel bir perspektiften incelikli bir işçilikle masaya yatırıyor. Yaratıcı yıkım salvolarıyla Boas, İlkel İnsanın Zihni'ni kültürel antropolojinin merkezine yerleştiriyor. İnsan doğasına zemin hazırlayarak kültürel etkileşimlere açık temalara ışık tutan bu çalışma, bireysel özgürlüğün tarihsel gelişimiyle ilgilenen okuru kendi meselesine davet ediyor.