İlm-i Ahlâk, Emrullah Efendi'nin (1858-1914) Dârülfünûn-ı Şâhâne'de verdiği ahlâk felsefesi dersleridir. Yazma halde olan bu metin, yakın döneme kadar, Türkçedeki ahlâk felsefesi literatüründe bilinmiyordu. Bu yönüyle, Türkçe felsefe sahnesinde birçok yeni tartışmayı tetikleyecek bir yapıdadır. Özellikle, modern ahlak felsefesinin nerede ve neden başladığı sorusu daha net bir cevap bulacaktır. İlm-i Ahlâk, yeni ve kadîm olan arasında nasıl bir yol izleneceği konusunda da bir rehber gibidir. Ahlâk felsefesindeki ifrat ve tefrit tutumları çok iyi fark edilmiş, onları aşan bir terkip peşinde olunmuştur. Ne teorik ahlâk pratik ahlâka, ne de erdem etiği ödev ahlâkına indirgenmiştir. İlm-i Ahlâk'ın bu derin kavrayışı, bugünkü meşhur Aristocu ve Kantçı ahlak felsefeleri bağlamında da okunabilir. A. MacIntyre'ın After Virtue'deki aretê [ἀρετή] lafzına dönük tespitlerinin öncelendiğini fark eden okur, şaşırmak için Babanzâde Ahmed Naim'in fikrî babası olarak Emrullah Efendi'nin görüldüğü yerleri beklemelidir. Türkçedeki modern felsefeye dair, metinler-arası bağların ve izlerin kesiştiği bir yapısökümcü bir metin elimizdeki.